Gaziantep’in Şehitkamil ilçesi Karşıyaka Mahallesi’nde yaşanan olayda, 35 yaşındaki N.Y., eşi A.Y. tarafından evvel darbedildi, akabinde zorla ilaç içirilerek öldürülmeye çalışıldı.
Darp sonucu N.Y. yaralandı. Atağa uğrayan bayan, konutunu terk ederek yetkililerden yardım istedi.
“Beni rezil etmeye çalıştı”
6 çocuk annesi N.Y., şunları söyledi:
Deprem günü eşim beni öldürmeye kalktı. Kapıları falan kilitledi, bıçak çekti. Ben kendimi kurtarayım derken ittim, bıçak kendine değdi. Yaralandı ve bundan ötürü da nefsi müdafaadan savcılık bana kontrol verdi ve kendine uzaklaştırma verdi. Uzaklaştırmayı aldıktan sonra ben geri konuta geldim. Kendisi hastanedeydi. Ben iki gün boyunca kendine baktım, konuta getirdim. İki gün boyunca meskenin içinde, ruhsal rahatsızlığı var, sağı solu kırmaya başladı.
Bilgisayarları falan kırmaya başladı ve ‘Eşim beni öldürecek’ diye karakolu arayarak beni ihbar etti denetimimi yakmak için. Karakoldan geldikleri vakit bana söylediler, ‘Senin bu meskenden uzaklaşman var, ya sen çık ya eşin çıksın.’ Eşime sordular, eşim dedi ki ‘Ben meskende kalacağım, sen çıkacaksın.’ Ben çıktım, bu sefer kendisi meskenden çıktı. Ortadan yarım saat sonra tekrar meskene geldi kapıyı açtı, beni tekrar tehdit etmeye başladı.
Sonra telefon açıp bıçakla beni tehdit etmeye çalıştı, ‘Beni niye bıçakladın’ diye beni korkuttu ben öbür tabir vereyim diye. Ben de söyledim, sen beni öldürmek istediğin için ben kendimi kurtarmak zorundaydım. Yani bir kapıyı bir insanın üzerine kapatıp kilitleyip, bir insanı öldürecek olursan karınca da olsa kendi canını kurtarmak ister. Bundan ötürü tekrar karakolu aradı, ‘Ben habere çıkacağım, ben seni rezil edeceğim’ dedi.
Hatta mahalle içerisinde de namussuz şeylerle beni rezil etmeye çalıştı, bütün mahalle, benim mesken sahibim, onun eşi ve oradaki bütün beşerler hepsi şahit oldu. Ambulans üzerinden ‘Eşim beni öldürecek’ diyerek bütün ağır eşyaları kaldırdı.
“Üzerime oturarak ilaçları bana içirdiler”
N.Y., şu sözleri kullandı:
Eşim kendi kız kardeşinden ötürü bunları yapıyor. Benim ailemden, benim babam tarafından hiç kimseyi sevmiyor, onlarla bir tutuyor. Ben 19 yıldır ne ailemle görüşüyorum ne konuşuyorum. Annem öldü, annemin yasını bile gerçek dürüst tutamadım.
Uzaklaştırma aldırdıktan sonra ambulans geldi. Ambulanstakilere birinci başta 155’i aratmaya çalıştırdı. Komşular şahit olduğu için olayı anlattı. Ambulans çekti gitti. Komşuların küçük çocuklarına saldırdı. Bunu da başaramayınca geri tekrar ‘Özür dilerim ben saçmalamışım, ben senin üzerindeki uzaklaşma kararını kaldıracağım’ diye ablama da bu hal kelam verdi. Benim ablamın oğluna da tıpkı bu biçim kelam verdi. Adliyeye gittik, bu türlü bir dilekçeyi mahkemeye sundu. Beni bu halde kandırarak konuta getirdi
3 gün kaldık, 3 gün içerisinde dün en son gece yarısı saat 3’ü geçiyordu ‘Bana çay yap’ dedi. Çayını yaptım, ‘Su ver’ dedi, suyunu verdim. Tekrar ‘Bana çay yapacaksın’ dedi. Çayını yapmaya kalktım, ‘Yok ben çay istemiyorum. Ben uzandım, sen niçin uzanıyorsun? Ben seni uzanmak için mi konuta çağırdım. Sen artık bu meskenin içerisinde bir esir üzeresin, sen yatmayacaksın, benim dediklerimi yapacaksın’ dedi. Ben de kendisine söyledim, ‘Ben senin saçmalıklarınla uğraşacak değilim artık. Bana insan üzere davran. Sen hastasın, seni hastaneye götüreyim tedavini ol.’ Bana küfürlü ağıza alınmayacak sözlerde bulundu. Darbetmeye çalıştı, bardak fırlatmaya çalıştı.
Daha evvel de kendi intihar teşebbüsünde bulundu. Benim üzerime oturarak, kullandığım ilaçları bana içirdiler. Ve bunu bir kere değil, kendi daha evvel intihar teşebbüsünde bulunduğu vakit kendi psikiyatristinin verdiği ilaçları, antidepresan ilaçlarını bile bir kez daha bana içirdi. Beni döverek, başımı kırarak ve ondan sonra damın üzerine çıkarak intihar teşebbüsünde bulundu. İntihar teşebbüsünü geçen sene haziran ayında çocuklar imtihana girmeden ben polise haber verdim.
“Akıl ve ruh sıhhatim bozuk diyor”
Eşinin kendisini öldürmeye teşebbüs ettiğinde polisin geldiğini belirten N.Y, şunları söyledi:
Ben bağırdım, bu bağırışlarımı da kameraya aldılar ve beni de bununla tehdit ettiler. Bana içirdiler, içirdikten sonra intihar süsü vereceklerdi. ‘Sen içtin artık öleceksin’ dediler. Polise de akıl ve ruh sağlığımın bozuk olduğunu söylediler. İlacı içirdiler, ben bağırdım, 7 yaşındaki çocuğum korktu. Bana yakın olan bütün akrabalarımı aradım, bu şahıslardan korktukları için seslerini çıkarmadılar.
