Yeşilçam’ın kıymetli ismi ve devlet sanatkarı Hülya Koçyiğit, 1-7 Nisan Kanser Haftası sebebiyle özel bir hastanede düzenlenen konferansa katıldı.
Kanseri tanımak, yanlışsız tedavinin ve erken teşhisin değerlerinden konuşulan programda Hülya Koçyiğit, onkoloji hikayesini ve bu seyahatteki tecrübelerini paylaştı.
“Büyük bir isyandı benim için”
Kızının kansere yakalandığında korktuğunu belirten Koçyiğit, şunları söyledi:
Allah kimseyi evladıyla sınamasın. Büyük bir isyandı benim için. O periyotta, ‘neden evladıma, neden bana değil’ diye isyanlar ettim. 3 yıl sonra ben de kanser oldum. İsyanımın cezalandırıldığını düşünüyorum. Ancak evladımın kanser olması benim için çok daha ağırdı. Kendi hastalığımı daha kolay kabullendim. Ancak çok şükür ki başarılı tedavi gördü düzgünleşti.
“Biyopside ciğerim söndü”
Hastalık devirlerini anlatan Koçyiğit, şu tabirleri kullandı:
Kızım kanseri atlattıktan sonra bunu kutlamak için dağa çıktık. Çocuklar kızakla kayıyor. Ben de yaşımı başımı unutup yüzüstü kızakla baş aşağı inerken duvara çarptım. Tatilden döndüğümde ise ağrılarım devam etti. Röntgen çektirdik. Tomografi derken bir kuşku var lakin çok da net bir şey söylenmiyor. Akabinde denetimler devam etti. New York’ta seyahat yaparken doktora gittim. Tabip çabucak ‘biyopsi yapalım’ dedi. Ciğerim söndü biyopside. Bu türlü ihtimali söylemişlerdi fakat binde bir ihtimaldi. Biyopsi sonrası akciğer kanseri teşhisi koyuldu. Hekim ameliyatı artık yaparsam kemoterapiye gerek kalmayacak kanser bitmiş olacak dedi. Ben vakit istedim. Kolay bir karar değildi. Ameliyat fobim de var. Sonunda karar verdim, ameliyat oldum. Türkiye’ye döndüm. Hekimim Türkiye’ye döndüğümde neden orada ameliyat olma gereksinimi duydunuz dedi. Bugün bu türlü bir şeyle karşılaşırsam kendimi hiç düşünmeden Türk doktorlarına teslim ederim.